Kırkiki sinema yazarından en iyi Türk filmi diye "Sevmek Zamanı" kararı çıkınca, ister istemez bir ilgi hasıl oluyor. Önceden de sıkça duyduğumdan, nihayet filmi izledim.
Gelelim filme;Halil bir boyacıdır ve Ada'da boyacılık yapmaktadır. Bir gün çalıştığı evde bir resim görür ve resme aşık olur. Nihayetinde boş zamanlarında gelip resmi seyre koyulur. Yine böyle bir günde, resmin sahibi olan Meral eve gelir. Halil'i resmini seyrederken görür. Böylece karşılaşmış olurlar. Meral Halil'in kendisine karşı ilgisini anlamaya çalışır. Fakat Halil, Meral'e değil, resmine aşık olduğunu söyleyecektir. Bu kısım genellikle surete aşk temasıyla tanımlanmış amma gel gör ki film surete aşk temasını işlemiyor. Filme bu açıdan bakmak hatalı olur. Halil, dümdüz Meral'e aşıktır ama geçmişin kırgınlıkları ve yaralanma korkusu ve zayıf karakteri bunu açıklamasına engeldir. Nihayetinde iki karakterinde psikolojik açıdan çok sağlam olduğunu söylemek zor. Film bundan sonra bol bol siyah beyaz manzara görüntüleri ve müzikler eşliğinde nihayetleniyor.
Velhasılı kelam zayıf karakterli bir adamın hikayesidir. Bir de eski İstanbul manzaraları var ki filmde bence çok ilgi çekici. Maslak'ın 1965 halini izlemek isterseniz, muhakkak bakın derim.
Filmi teknik olarak incelemek haddim değildir ama hikaye ortada, ya bu yazar arkadaşlar bence biz farklıyız moduna girmişler iyice. Muhtemelen film popüler olsaydı karşısında olurlardı. Ne iyi ne kötü derim orta kalite de bir filmdir. Hareket sevenler uzak dursun nitekim oldukça ağırdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder