"Journey of the Hyena" ismiyle de bilinen film, Jonatham Rosembaum'un ve They Shot Pictures'ın en iyi film seçkisinde yer almakta. Aynı zamanda Cannes'den ve Moskova Film Festivali'nden de ödüller kazanmış. Afrika için dikkat çekici bir film olarak göze çarpıyor.
Anta ve Mory, Senegal'li iki sevgilidir ve Paris'e gitmek istemektedirler. Fakat ikilinin Paris'e gidecek paraları yoktur ve bu parayı bulmak için çeşitli yöntemler deneyeceklerdir.
Konusu itibariyle eğlenceli bir filme benzemekle birlikte, pratikte böyle değildir. Manzara, merdiven vb. gibi filmle direkt bağlantılı olmayan çevre tasviri de diyebileceğimiz planların uzunluğu izleyiciyi yoruyor. Bir belgesel havasında başlayan film, konunun belirginleşmesiyle kendi formatına dönüyor.
Filmin başındaki Fatiha Suresi izleyiciyi muhafazakar bir film izleyeceği algısına yönlendirirken, devamında gelen kadın çıplaklığı bu algıyı yıkıyor. Film boyunca devam eden "Paris Paris" şarkısı da yeter artık dedirtiyor.
Nihayetinde henüz olgunlaşmamış bir sinemanın ilk mahsullerinden olan bu film için fazla beklentiye girmemek gerekir. Kimseye de tavsiye etmiyorum. Boşverin, bu yazıda unutun, bu filmi de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder